Dentopol

Dişlerle İlgili 37 Gerçek Bilgi

26 Aralık 2024 Perşembe

Diş dokularının embriyolojik oluşumu anne karnında 8. haftada başlar.
Süt dişleri, farklılıklar olmakla birlikte, 6. ayda sürmeye başlarlar.
Süt dişlerinin ağız içinde olgunlaşması 2 sene sürmektedir; bu süre zarfında asit ataklarına karşı korunmasız sayılır.
Süt dişlerinde gelişen çürükler veya erken süt dişi kayıpları, çocukların gelişimlerini olumsuz etkilemektedir.
Daimi dişlerin mineralizasyonu doğum anı itibariyle başlar ve bebeğin sağlık durumu daimi dişlerinin gelişimini etkilemektedir.
Daimi dişler, farklılıklar olmakla birlikte, 6. yaştan itibaren sürmeye başlarlar.
Daimi dişlerin ağız içinde olgunlaşması 4 sene sürmektedir; bu süre zarfında asit ataklarına karşı korunmasız sayılır.
Çocukların diş hekimi ile erken yaşta tanıştırılması ve kontrollerinin aksatılmaması, zihinsel ve gelişimsel süreçlerine pozitif katkı sağlamaktadır.
Koruyucu diş hekimliği uygulamaları, süt ve daimi dişlerin olgunlaşma safhasını minimum zarar ile geçirmelerini sağlar ve hayat boyu diş çürüklerine karşı ekstra dayanıklılık sağlar.
Bebeklerin dişleri çıktığı andan itibaren beslenme sonrası diş bakımı mutlaka yapılmalıdır.
İdeal ağız bakımı için kahvaltından sonra ve yatmadan önce günde 2 defa diş fırçalamak; ara yüzey çürüklerini engellemek için diş ipi kullanmak ve dişeti problemlerini engellemek için de ağız gargarası yapmak yeterlidir.
Fırçalama sırasında veya sonrasında dişeti kanaması oluyorsa mutlaka diş hekimine başvurulmalıdır. Yumuşak fırçaya geçmek veya diş fırçalamaya ara vermek en sık yapılan hatalardır.
İlerleyen diş çürükleri ve dişeti problemleri geri dönüşümsüz estetik ve fonksiyonel kayıplar yaşatabilir.
Dişlerde veya dişetlerinde oluşan hastalıkların büyük çoğunluğu kronik hastalıklardır ve tedaviye yönelik bir uygulama olmadığı sürece hiçbir zaman durum daha iyiye gitmeyecektir.
İlerlemiş diş çürükleri ve dişeti hastalıkları nedeniyle her diş fırçalama işlemi sonrası kana bakteri karışması nedeniyle vücut sıcaklığında artış oluşur.
Estetiğin yanında büyüme ve gelişimin olumsuz etkilenmemesi için altı ayda bir ağız içi muayene önerilmektedir.
Dişsel ve iskeletsel bozukluklar çoğunlukla genetik olarak aktarılır ve çocukluk yaşlarında tedavi daha çok önerilemekle birlikte ilerleyen yaşlar da tedavileri mümkündür.
Diş çürükleri diş rengi dolgular ile restore edilmektedir.
İlerlemiş diş çürükleri kanal tedavisi gereksinimi doğurabilir; çoğunlukla tek seansta tamamlanan ağrısız bir işlemdir.
Kanal tedavisi sırasında derin diş çürüğü nedeniyle gangren olmuş sinir ve damar paketi dişten uzaklaştırılır ve diş köklerinin içi dezenfekte edilip doldurulur.
Geciktirilen diş tedavileri, diş köklerinde gelişen geniş lezyonlara veya kistlere neden olur. Çoğunlukla tedavileri mümkün olmakla birlikte tedavi süreci dişlerin kaybı ile de sonuçlanabilir.
Onkolojik veya kronik hastalığı olan kişilerde ciddi rahatsız edici süreçler yaşanabilir.
Kronik dental veya dişeti enfeksiyonları hamilelerde ciddi riskler yaratabilir. Planlı hamilelikler öncesi mutlaka ağız içi muayene önerilmektedir. Hamilelik safhasında kadın doğum uzmanlarının görüşleri doğrultusunda enfeksiyonun tedavisine yönelik dental uygulamalar yapılabilmektedir.
Hamilelik sürecinde yaşanan diş kayıplarının sebebi bulantılar nedeniyle ağız hijyeninin sağlanamamsı sonucu oluşur. Vücudun dişlerden kalsiyum minerali çektiği inancı bilimsel olarak mümkün değildir.
Diş kayıpları mümkün olduğu kadar erken giderilmelidir. Komşu dişlerin pozisyonlarının kaybolması, kayıp yaşanılan tarafın kullanılmaması ve estetik problemler zaman içnde oluşabilmektedir.
Günümüzde temel şartlar uygun ise diş kayıpları için en sık kullanılan tedavi dental implant uygulamalarıdır.
Dental implantlar, vücut ile olumsuz bir reaksiyon oluşturmayacak titanium metalinden üretilir.
Dental implantlar, MR veya diğer radyolojik görüntüleme yöntemleri için engel teşkil etmez.
Dental implant tedavileri sonrasında yıllık ağız içi muayene ve röntgen ile kontrolleri aksatılmamalıdır.
İmplant uygulanamayan diş eksikliklerinde boşluğun önündeki ve arkasındaki dişlerin küçültülmesi ile köprü uygulamaları yapılmaktadır. Köprü protezler, sabittir; yapıştırıcı sayesinde yıllarca ağızda kalır.
Kaplama veya protez dişler klasik metal, değerli metal veya zirkonyum altyapılı olarak üretilebilir.
Estetiği önemseyen kişiler çoğunlukla zirkonyum altyapılı seramik dişleri tercih etmektedir. Zirkonyum, seramiğin altından doğal dişe en yakın yansımayı sağlar.
Metal destekli altyapı krom ve kobalt alaşımıdır ve az miktarda nikel barındırabililr. Bu altyapı yüksek estetik beklentili ve allerjik yatkınlığı olan kişilere tavsiye edilmez.
Gülüş estetiğinin minimal uygulamalar geliştirilmesi mümkündür. Lamine uygulamaları diş rengi dolgu malzemeleri ve geliştirilmiş seramiklerle yapılmaktadır.
Gülüş dizaynı, kişiye özgü dinamikler ile kişilerin beklentilerinin harmanlanması ile oluşturulur. Dental uygulamalar dışında botoks vb yardımcı uygulamalar tavsiye edilebilir.
Kompozit dolgu malzemeleri direk yöntem ile klinikte kısa bir süre içerisinde bonding veya veneer şeklinde uygulanarak diş arası boşluklar kapatılabilir veya tüm diş yüzeyi ideal estetiğe kavuşturulabilir.
Seramik lamine uygulamaları ise diş mine yüzeyinde 0,5 mm indirgeme yapılarak işlemin laboratuvara aktarılması ile indirekt olarak yapılır. Seramik materyalin kullanılması ve laboratuvarda yapılması sayesinde en ideal estetik ve yapısal sağlamlık sağlanmış olur.

Dentopol Blog Detayı

Dişlerle İlgili 37 Gerçek Bilgi